Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, İstanbul Medipol Üniversitesi Hukuk Fakültesince üniversitenin Kavacık Güney Kampüsü Konferans Salonu’nda düzenlenen “Uyuşturucu Madde Sempozyumu”na katıldı.
Burada konuşan Tunç, Adalet Bakanlığı olarak uyuşturucu ile mücadelede imali, ticareti ve kullanımı sonunda bu işe bulaşmış olanların cezalandırılması ve cezasının infazı hususlarını yakından takip ettiklerini söyledi.
Uyuşturucuyla mücadelede etkin işleyen önleyici bir mekanizmaya sahip olunmasının, bağımlılıkla mücadelede önemli bir aşamayı oluşturduğunu belirten Tunç, bu kapsamda ilk adımın uyuşturucunun zararları konusunda toplumun farkındalık seviyesinin arttırılarak bilinçlendirilmesi olduğunu aktardı.
Tunç, ikinci adımın bağımlıların tedavi ve rehabilitasyon hizmetlerine erişiminin kolaylaştırılması olduğunu, böylece bağımlıların hem tedavi olacaklarını hem yeniden topluma kazandırılabileceklerini ifade etti.
Üçüncü adımın ise özellikle Adalet Bakanlığı olarak kendilerine düşen uyuşturucu ve uyarıcı madde suçlarıyla mücadele konusu olduğunu aktaran Tunç, bu konuda Anayasa’nın 56. ve 58. maddesinin devlete önemli görevler yüklediğini vurguladı.
Bakan Tunç, son 22 yılda uyuşturucuyla mücadelede ve kullanıcıların tedavisi konusunda ceza mevzuatında önemli düzenlemeleri hayata geçirdiklerini belirterek, tedavi uygulamasını infaz evresinden önce kovuşturma evresine, daha sonraki düzenlemeyle de soruşturma evresine çekerek, derhal tedaviye başlanmasını amaçladıklarını anlattı.
Denetimli serbestlik sisteminin kurulduğu 2005’ten bu yana denetimli serbestlik müdürlüklerine 1 milyon 593 bin 756 tedavi ve denetimli serbestlik kararı geldiğini kaydeden Tunç, halen 71 bin 478 kararın infazına bu şekilde devam edildiğini aktardı.
Tunç, denetimli serbestlik sisteminin kurulduğu tarihten bu yana 1 milyon 303 bin 640 kişiyle bireysel görüşme, grup çalışması, seminer gibi eğitim ve iyileştirme çalışmaları gerçekleştirildiğini ifade ederek, “Yükümlülerin bağımlılıkla mücadele sürecine ailelerinin dahil edilmeleri de gerçekleştirilen çalışmaların etkinliğini artırmada son derece önemli. Bu nedenle ailelere yönelik de bireysel görüşmeler ve aile eğitim programları düzenleniyor, ev ziyaretleri gerçekleştiriliyor. Bu kapsamda sadece 2023 yılında yapılan çalışmalarda 10 bin 366 aileye ulaşıldı” ifadelerini kullandı.
Denetimli serbestlik kapsamında yapılan faaliyetlerin sonuçlarını sürekli takip ettiklerini vurgulayan Tunç, “Bu kapsamda, denetimli serbestlik uygulanan kişilerin 5 yıl içerisinde yeniden uyuşturucu kaynaklı suç oranı 2018 yılında yüzde 33,5 iken, bu oran 2023 yılında yüzde 19,5’e düştü” bilgisini paylaştı.
Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, 2023’te yasalaştırdıkları 7. Yargı Paketi’yle de uyuşturucu madde kullananlar hakkında uygulanacak tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri sürecinin daha etkin işletilebilmesini amaçladıklarını dile getirdi.
Bu kapsamda, tedavi ve denetimli serbestlik tedbirlerine ilişkin uzatma süresini 1 yıldan 2 yıla çıkardıklarını kaydeden Tunç, şöyle konuştu:
“Cumhuriyet savcısının erteleme süresi içinde uyuşturucu madde kullanıp kullanmadığını tespit etmek için şüpheliyi yılda en az 2 kez ilgili kuruma sevk etmesini zorunlu hale getirdik. Denetimli Serbestlik Hizmetleri Kanunu’na eklediğimiz 12/A maddesiyle uyuşturucu madde bağımlılarına özgü iyileştirme tedbirlerini geliştirdik. Uyuşturucu madde kullanmak suçundan hükümlü olanlarla başka bir suçtan hükümlü olup uyuşturucu madde bağımlısı olduğu tespit edilenlerin, ceza infaz kurumunda tedavi ve rehabilitasyon programlarına katılmasını da zorunlu hale getirdik.”
Tunç, ayrıca tedavi ve rehabilitasyon programlarının uygulanacağı müstakil ceza infaz kurumlarının açılabilmesini veya mevcut ceza infaz kurumlarının bir bölümünün bu amaç için tahsis edilmesini düzenlediklerini anlattı.
Bununla ilgili yasal düzenlemenin gerçekleştiğini, uygulamaya yönelik hazırlıklar olduğunu aktaran Tunç, sadece uyuşturucu suçlularının tedavi ve rehabilitasyonlarının da yapılabileceği, aldıkları cezanın infazının da gerçekleşeceği kapalı ya da açık cezaevlerinin yapımıyla ilgili proje çalışmalarının bulunduğunu bildirdi.
Bakan Tunç, uyuşturucu ticareti suçuyla ilgili birçok düzenlemeyi de hayata geçirdiklerini belirterek, uyuşturucu madde imal ve ticareti suçlarında hapis cezalarının artırıldığını hatırlattı. Uyuşturucu ticaretinde bazı eylemleri cezayı artırıcı veya ağırlaştırıcı hal olarak kabul ettiklerini aktaran Tunç, koşullu salıverilme için ceza infaz kurumlarında geçirilmesi gereken süreyi artırdıklarını aktardı. Tunç, uyuşturucu madde suçlarında para cezalarının alt sınırını yükselttiklerini, 2023’te yasalaştırdıkları 7. Yargı Paketi’yle de uyuşturucu kullanma suçunun yanı sıra uyuşturucu ve uyarıcı madde ticareti suçlarına ilişkin önemli düzenlemeler yaptıklarını anlattı.
Ceza infaz kurumlarında şu anda uyuşturucu ticareti suçundan hükümlü ve tutuklu toplam 59 bin 485 kişi bulunduğunu aktaran Tunç, şunları kaydetti:
“Uyuşturucu bulundurmak veya satın almak suçundan 5 bin 527 hükümlü cezaevlerimizde bulunmaktadır. Cumhuriyet Başsavcılıklarımızca, Türk Ceza Kanunu’nun 188, 190 ve 191. maddeleriyle ilgili uyuşturucu ve uyarıcı madde imal ve ticareti, kullanımının kolaylaştırılması, kullanmak için satın almak, bulundurmak suçlarıyla ilgili olarak 2024 yılında şu ana kadar; 77 bin 793 soruşturma açılmış, 81 bin 339 şüpheli hakkında işlem yapılmış. 121 bin 121 derdest soruşturma dosyası da devam etmektedir.”
Tunç, bu durumun “uyuşturucu ve uyarıcı madde imal ve ticareti, kullanımı, kullanımının kolaylaştırılması” suçlarının ne kadar fazla işlendiğini ve uyuşturucu madde bağımlılığıyla mücadelede ne kadar hassas olunması gerektiğini bir kez daha ortaya koyduğunu vurguladı.
Adalet Bakanı Tunç, uyuşturucu ve uyarıcı madde bağımlılıklarının aile bütünlüğünü ortadan kaldıran, aile hayatını ifsat eden, aile kurumunu ve toplumu derinden tehdit eden büyük bir bela olduğunu belirterek, “İnsanımızı sosyal ve ekonomik hayattan koparan, aile ilişkilerine zarar veren, çeşitli suçların işlenmesine zemin oluşturan uyuşturucuyla mücadele bizim kırmızı çizgimizdir. Uyuşturucuyla mücadelede sonuna kadar kararlıyız” dedi.
Uyuşturucuyla mücadelede vatandaşın desteğini de önemsediklerini vurgulayan Tunç, “Vatandaşlarımız, uyuşturucunun okul çevrelerinde, mahalle aralarında, sokak aralarında yahut diğer ortamlarda satıldığını, teşvik edildiğini, yer sağlandığını görüyorsa bu durumu cumhuriyet savcılıklarına ve kolluk güçlerimize ihbar etmesi vatandaşlık görevidir. Vatandaşımız uyuşturucuyla ilgili suçlardan haberdar olur olmaz, savcılıklara ihbar ederek bizim bu mücadelemize yardımcı olmasını hassaten istiyoruz” çağrısında bulundu.
Tunç, uyuşturucuyla mücadelede etkin ve sürdürülebilir çözümler için hem kamu hem özel sektör ile sivil toplum kuruluşları ve uluslararası kuruluşlar arasında güçlü işbirlikleri ve ortaklıklar kurulmasının önemli olduğunu sözlerine ekledi.